Kömürün geleceği
Dünyada kömürden elektrik üretiminin geleceği
79 ülkede 2400’den fazla kömürlü termik santral çalışıyor. Bu santralların kurulu gücü 2100 GW’a yaklaşıyor ve yapımı süren 176 GW gücünde santral daha var. İklim krizini durdurmak için kömür kullanımından vazgeçerek seragazı emisyonlarını azaltmak, tartışmasız dünya gündemindeki en önemli önceliklerden biri. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’ne (IPCC) göre, kömürün küresel birincil enerji arzındaki payının 2050’ye kadar %1-7’ye aralığına geriletilmesi gerekiyor. Kömür, halihazırda küresel birincil enerji arzında %26,8’lik payla petrolden sonra ikinci sırada yer alıyor.
Climate Analytics, 2019 yılında yaptığı çalışmada, 1,5 derecelik sıcaklık artışının altında kalmak için kömürden elektrik üretiminin tüm dünyada 2040 yılında son bulması gerektiğini söylüyordu. Rapor, elektrik üretiminde kömür kullanımının 2030’a kadar 2010 seviyesinin yüzde 80 oranında aşağısına çekilmesini, OECD ülkelerinde kömür kullanımının da 2030’da sonlanmasını öneriyor. Uluslararası Enerji Ajansı (UEA) da 2050 yılı için tasarladığı “Net Sıfır Emisyon Senaryosu”nda (World Energy Outlook 2021, sayfa 37) kömürden elektrik üretiminin payının 2030’da yüzde 8’e gerilemesi, 2040’da da yüzde 0’a gelmesi gerektiğini söylüyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) ise 2050 yılında 2 derecenin altında kalmayı amaçlayan tüm senaryolarında karbon yakalama ve gömme teknolojisine sahip olmayan tüm kömür santrallarının kapatılmış olması gerektiğini belirtiyor.
Dünya Enerji Konseyi, küresel kömür talebinin en geç 2025’te zirveye çıkmasını daha sonra da düşüşe geçmesini bekliyor. 2050 yılına kadar kömürün birincil enerji arzındaki payının, senaryolara bağlı olarak %7 ila %18 arasında bir seviyeye düşeceğini tahmin ediyor. Kömür talebindeki azalma ise ülkelerin taahhütleri ve senaryolarla aynı paralelde ilerlemiyor.
2021 yılında küresel kömür tüketimi, koronavirüs (COVID-19) salgını sonrası yeniden yükselişe geçerek 2019 seviyesinin üstüne çıktı (IEA Coal 2021). Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle başlayan süreç de özellikle Avrupa ülkelerinde, Rusya’dan gelen gazın azalma/kesilme olasılığına karşı kömür santrallarını geçici olarak koruma/yeniden devreye alma konusunu gündeme getirdi. Bu eğilim, şu ana kadar Avrupa ülkelerinin kömürden vazgeçme planlarını etkilemedi. Avrupa ülkelerinin birçoğu, kömürlü termik santralları kapatacakları tarihleri resmi olarak açıkladı. Sitemizin Avrupa’da Kömür bölümündeki haritadan güncel durumu takip edebilirsiniz.
2020’de ABD ve Avrupa Birliği’nde (AB) kömür talebi yaklaşık %20, Hindistan ve Güney Afrika’da %8 oranlarında düşerken, Çin’de talep artışı %1 ile sınırlı kalmıştı. Ancak, talepteki düşüş salgın sonrası yeniden yükselişe geçti. Asya ülkeleri ve ABD’deki güçlü talep artışıyla 2022’de rekor kıran küresel kömür talebinin yavaş bir hızla 2024’te zirveye çıkacağı belirtiliyor. Talep artışına paralel bir biçimde kömürden elektrik üretimi de birçok bölgede arttı. 2021’de kömürden elektrik üretimi bir yıl öncesine göre ABD’de %16, AB’de ise %18 oranında arttı. Bu gelişmede gaz fiyatlarındaki artışın önemli bir rolü vardı. Hindistan’da ve Çin’de beklenen artışlarsa (sırasıyla %12 ve %9) bu ülkelerde 2021 yılında yeni üretim rekorları kırılması anlamına gelecek. Buna rağmen kömürün küresel elektrik üretimindeki payının 2021’de %36’yı bulması, 2007’deki zirve noktasının beş puan gerisinde kalması bekleniyor.
Ukrayna ile Rusya arasındaki savaştan önce yapılan tahminler küresel kömür talebinin iki yıl içinde tepe noktasına ulaşacağı ve ardından düşüşe geçeceği yönündeydi. Rusya’dan gelen gazın yerine geçici de olsa kömürü koyma girişimleri nedeniyle tepe noktasına ne zaman ulaşılacağı değişebilir.
Boom and Bust Coal 2022 raporuna göre 2021 yılında küresel kömür santrali kapasitesi 18,2 GW arttı. Kapasite artışının yarıdan fazlası Çin’deki yeni santrallarden kaynaklandı. Çin 2021 yılında toplam 33 GW’lık kapasiteye sahip yeni kömürlü santral yapımına başladı. Çin hariç kalan küresel kapasiteye baktığımızda ise dört yılı bulan düşüşün sürdüğü görülüyor. Yapımı süren kömür santrallerinin kurulu gücü 2020’ye göre 5 GW azalarak 176 GW’a geriledi. AB’de 12,9 GW gücünde kömürlü termik santral kapatılırken, Portekiz hedeflediği tarihten dokuz yıl önce kömürden elektrik üretimini sonlandırdı. Dünyada yeni kömür santralı yapmak isteyen ülkelerin sayısı bir yıl öncesine göre azalarak 41’den 34’e düştü.
Türkiye’de kömürden elektrik üretiminin geleceği
Kömüre dayalı elektrik üretimi Türkiye’nin enerji stratejisinin başlıca hedefleri arasında yer alıyor. 2015-2019 arasında, kömüre dayalı enerji üretimi kapasitesi %50 artış gösterdi. T.C. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı 2019-2023 Stratejik Planı’na göre yerli kömür santrallarının kurulu gücünün 2023 yılında 14 bin 664 MW’a ulaşması hedefleniyor. Stratejik Plan, TEİAŞ’ın projeksiyonlarıyla örtüşmese ve 2023 sonunda bu hedefe ulaşılması zor olsa da yerli kömür santralı kapasitesinin %40 oranında artırılmasının hedeflendiğini gösteriyor.
Türkiye’de kömür santralı proje stoku da küçülmeye devam ediyor. 2021’de 10,6 GW’lık kömür santrali projesi iptal edildi. 2021’de Adana’da ilk ünitesi devreye alınan ithal kömür yakıtlı Hunutlu Termik Santralı Çin finansmanıyla hayata geçirildi. Dış finansman olanaklarının kısıtlanması nedeniyle, Türkiye’de yeni kömürlü termik santral projelerinin hayata geçirilmesinin zorlaşacağı düşünülüyor. Raporlar bölümünde yer alan Yükseliş ve Çöküş 2022 adlı raporun Türkiye kısmında bu konuyla ilgili detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.
Türkiye’de enerji karmasının geleceğine dair alternatif bakış açıları mevcut. Türkiye bol miktarda yenilenebilir enerji kaynağına sahip. Başta rüzgar ve güneş olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının, özellikle güneş, rüzgar ve diğer yenilenebilir enerji teknolojilerinin maliyetlerindeki etkileyici düşüş nedeniyle Türkiye’nin enerji sistemi içinde önemli ölçüde büyümesi bekleniyor. 2015 yılında rüzgar, güneş ve jeotermalin Türkiye elektrik üretimindeki toplam payı %5,8’di. 2021 sonunda ise rüzgar, güneş ve jeotermalin elektrik üretimindeki payı %16,7’ye yükseldi. Son beş yıl içindeki kurulu güç artışında sırasıyla güneş, rüzgar ve barajlı hidroelektrik santrallar başı çekti. Güneş ve rüzgar enerjisini toplam kurulu gücü Türkiye’nin kurulu gücünün %18’ine ulaştı.
Rüzgar ve güneşin artan payının Türkiye’nin enerji sistemini olumsuz etkileyeceği çok dillendirilen bir iddia. Büyük miktarlarda yenilenebilir enerjinin şebekeye eklenmesinin elektrik iletim sistemini nasıl etkileyeceğini gösteren bir analiz SHURA Enerji Dönüşüm Merkezi tarafından yapıldı. Türkiye’nin iletim sistemine ek yatırımlar yapmadan elektrik ihtiyacının %65’ini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlayabileceği, bu raporun önemli sonuçlarından biri. Raporun Kömür Azaltım Senaryosu’nda rüzgar ve güneş kurulu güçleri 74 bin MW’a kadar çıkmaktadır.