Türkiye’nin enerji görünümü
Türkiye’de elektrik üretimi son 10 yılda yaklaşık %50 oranında arttı. 2010 yılında 210 milyar kilovatsaati bulan elektrik üretimi, 2021 yılında 331 milyar kilovatsaate çıktı. Elektrik tüketimindeki artış ise 2019’da %0,3 oranında azaldı, 2020’de %0,5 ve 2021’de %8,1 oranlarında arttı. 2018 yılında 304 milyar kilovatsaat olan brüt elektrik üretimi, 2021 yılında 331 milyar kilovatsaate çıktı.
Türkiye’de elektrik tüketimiyle ekonomik aktivite arasında doğrusal bir ilişki var. Türkiye ekonomisi ve büyüme hızında görülen ani değişikliklerin elektrik tüketimine yansıdığı bir ülke. Gelişmiş ülkelerde görülen daha az enerji tüketerek büyüme eğilimi Türkiye’de henüz görülemiyor.
2010 ila 2020 arasında birincil enerji arzı yaklaşık %34 oranında, brüt elektrik talebi ise %45 oranında arttı.
Türkiye’de birincil enerji arzında aslan payı fosil yakıtlara ait. 2020 yılı itibarıyla kömürün birincil enerji arzındaki payı %27,6, petrolün %28,6, doğalgazın ise %27. Geri kalan %16,8’lık pay ise hidroelektrik, rüzgar, güneş, jeotermal, biyokütle ve atıklardan elde edilen enerji kaynaklarından oluşuyor. Birincil enerji arzında fosil kaynakların payı %83,3, ithal kaynakların payı ise %70,2’dir.
Birincil enerji arzının kaynaklara göre dağılımı, 1990 – 2020. Veri kaynağı: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Genel Enerji Dengeleri Tabloları
Türkiye, artan enerji talebini karşılamak için büyük miktarda enerji ithal ediyor. Net enerji ithalatının birincil enerji arzı içindeki payı 1990’da %54 iken 2020’de %71’e çıktı. 2019’da enerji ithalatının toplam ithalat içindeki payı %19,8’di. 2022 yılının ilk beş ayında ise fosil yakıt fiyatlarındaki artış nedeniyle enerji ithalatının toplam ithalat içindeki payı %27’lere ulaştı.
Türkiye’de enerji ithalatı, 2013 – 2019. Veri kaynağı: TÜİK veri tabanı
Türkiye’de enerji ithalatı, 2013 – 2021. Veri kaynağı: TÜİK veri tabanı
Artan talep ve artan dışa bağımlılığı yönetmek Türkiye’nin enerji politikası ve stratejisinin birincil hedefi olmaya devam ediyor. Bu kapsamda geleneksel ve geleneksel olmayan hidrokarbon kaynaklarının bulunması, nükleer enerji ve son zamanlarda hidroelektrik dışındaki yenilenebilir enerji potansiyelinin (rüzgar, güneş, jeotermal ve biyokütle gibi) kullanılmasının ön plana çıktığı görülüyor. Enerjinin verimli kullanılması (enerji yoğunluğunun düşürülmesi), çevre dostu enerji kaynaklarının öncelikli tercih olması ve karbonsuz ekonomiye geçilmesi konularını destekleyen net bir politik tutum görülmüyor.
Türkiye’nin GSYİH’sı, 1990 – 2021. Veri kaynağı: Dünya Bankası
Türkiye’de toplam birincil enerji arzı, 1990 – 2020. Veri kaynağı: Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Genel Enerji Dengesi Tabloları
Türkiye’de elektrik üretimi, 1990 – 2021. Veri kaynağı: TEİAŞ Elekrtik İstatistikleri
Fosil yakıtlar ve CO2 emisyonları, 2015 – 2020. Veri kaynağı: Türkiye’nin UNFCCC’ye bildirdiği ulusal envanter
Türkiye’nin resmi enerji stratejisi kömüre özellikle vurgu yapıyor. Enerji Bakanlığı’nın son stratejik planında ve 11. Kalkınma Planı’nda yer alan ana hedefler aşağıda belirtilmiştir:
- Yerli kömür santrallerinin kurulu gücünü 2023’e kadar 14.664 MW’a çıkarmak.
- Yeni linyit rezervlerine yatırımın önünü açmak. (Çayırhan 2, Eskişehir-Alpu, Tekirdağ-Malkara, Afşin-Elbistan, Tekirdağ-Çerkezköy, Afyonkarahisar-Dinar, Konya-Karapınar)
- Yerli taşkömürü üretimini arttırmak.
- Yeni taşkömürü ve linyit rezervleri bulmak.